
5. Baskı
Gününü yaşarken bir yavru karacadır Moğol.
Toy ve şölen günlerinde genç bir taydır.
Ne zaman ki savaş gelip çatar, vahşi bir doğan olur Moğol. Yağıların üzerine bir yaşın gibi atılır.
Gün gelir yaşlı bir kurt benzeri pusuda gizlenir.
Geceleri baykuş gibidir, uyumaz!
Moğol değişkendir çünkü bozkırın ürünüdür.
Onun yaşamı bozkıra denk olmalıdır.
Avcıdır Moğol. Bu korkusuz avcı, sürülerinin ardından göçer.
Kolayca kurulup sökülen yurtları ile dilediği yerde konaklar.
Onlar karanlık gecelerin kurdudurlar. Gündüzün aydınlığında kara karga gibi alıcıdırlar. Savaşta, durmazlar, yağı karşısında çehreleri hiç değişmez, korkusuzdurlar. Asla hanlarına iki yüzlülük etmezler…
Tanrı Moğol’u savaşçı yaratmıştır. Öyle bir savaşçı ki…
Moğol, bozkırın efendisidir. Ancak düşler tutar gücünü. Düşlere sığınır ve bekler. Eğer ruhu doymazsa kavga edecek, savaşacak birilerini arar. Bu birileri en yakınında da olsa fark etmez.
Kımızın tadı gibidir bozkır. Kımızın adı gibidir. Hem içmesi zordur hem güzeldir. Hem öncesindeki beklemesi, hem sonrasındaki esriklemesi ile Moğoldur.
Karşılarına çıkan bir Kitan kentini daha yerle bir ettiler. Bütün erkekleri öldürdüler. Tek tek başlarını kesip ibret olsun diye üst üste yığdılar. Kan gölü içindeki kenti oda verdiler.