3. Baskı
Oğuz Kağan, geçmişte, gerçekten yaşamış bir Türk ulusudur.
Tanrı onu Türklere, yol göstersin, kut sunsun, töre kursun diye göndermiştir.
Acunu yönetsin, bu yönetimi bütün Türklere örnek olsun diye göndermiştir.
Doğumu, yaşantısı, yaptıkları ve adı ile bir yalavaç olduğu konusunda etkin görüşler egemendir ki destanı ile bizlere ulaşan yaşantısı bunu göstermeye yeterlidir. Türk ulusuna kazandırdıklarının, töresinin Tanrı buyruğu kutlar olduğu tartışılmazdır. Bu kutlar, Türk ulusunu yüceltmiş, güzelleştirmiş, eşsiz kılmıştır. Ülkücü kılmıştır.
Oğuz Kağan benzeri bir kişi, başka uluslara, budunlara armağan edilmemiştir. Tanrı’nın Türk’e verdiği değerin göstergesi olarak kabul edecek bir üstünlük bütün gerçeği ile önümüzdedir.
Oğuz Kağan bir tanedir ve yalnızca Türk’ündür.
Oğuz Kağan, Türk coğrafyasının batı kesiminde yaşayan Türkler için daha da önemlidir.
Çünkü Oğuz Kağan Batı Türklerinin soy atası, boy atasıdır.
Tanrı’nın Türk’e en büyük armağanlarından olan Oğuz Kağan’ı bir kez daha anlatmak adına elinden geleni yapan Destancı, elbette kutlu bir iş yaptığına inanmakta ve bununla övünmektedir. Tanrı izin verirse ve yaşarsa, bir Oğuz Kağan kitabı daha yazmak en büyük ülküsüdür.
Okuyan, Oğuz Kağan torunları var ve varsıl olsunlar. Böyle kutlu bir atadan geldikleri için övünsünler.
Unutmasınlar ki!
Tanrı, hiçbir buduna, böyle kutlu bir ata, böyle yetkin bir yalavaç göndermemiştir.