
1.Baskı…
Bu kutlu DESTAN anlatısı tamamlandığında, okuyan her Türk, ulu ve eşsiz geçmişinden, kutlu atalarından duyumdar olsun, istiyoruz.
Neler olup bitti iyice bilsin, anlasın, istiyoruz.
Anlatması gerektiğinde de oğluna, kızına, atısına, yeğenine,[1] torununa, arkadaşına, yoldaşına doya doya ve hissederek anlatsın, istiyoruz.
On yere, kırk belgeye, yüz yoruma, bin yazıta bakmadan, kolayca ve inanarak, işte doğrusu budur, desin, istiyoruz.
Böylece DESTAN dillensin, istiyoruz.
Destancı görevini yapmış olsun ki kut bulsun, istiyoruz.
Yarın uçmağa vardığında, Tanrı katında, adını, orununu[2] övünçle anarak anlattığı ulu atalarının tinlerinin[3] önünde, diz vurup baş kesen[4] tini kutsansın, istiyoruz. Görevini yapmanın ululuğunda kendine Gök’te iyi bir yer bulsun, istiyoruz. Adı bilinmese de orunu unutulmasın, istiyoruz.
Destancı, töreyi uyguladı, atalarını andı ve unutulmaz kıldı, densin, istiyoruz.
[1] Ulu Türklerde erkek kandaşın çocuğu “Atı”, kız kandaşın çocuğu “Yeğen” denirdi. Her ikisi birbirinin yerine de kullanılırdı.
[2] Orun: Rütbe, nişan, san.
[3] Tin: Ruh.
[4] Diz vurup baş kesmek: Türk saygı duruşu. Esenleme.